-
1 tahta perde
Bretterzaun m, Bauzaun m -
2 tahta perde
n. hoarding* * *hoarding (n.) -
3 tahta perde
hoarding, partition -
4 perde
perde s1) Vorhang m; (tül \perde) Gardine fdemir \perde theat der eiserne Vorhang2) med grauer Star3) (burun \perdesi) Scheidewand f4) esrar \perdesi ( fig) der Schleier eines Geheimnisses5) (ses \perdesi) Kulisse f\perde arkasında(n) ( fig) hinter den Kulissen6) (sis \perdesi) Wand f; (tahta \perde) Zaun müçüncü \perdede im dritten Akt -
5 tahta
tahta Brett n; Holz n; Platte f; MAR Planke f; Holz- (Löffel usw);tahta kaplama Holzverschalung f;tahta perde spanische Wand f; Bretterzaun m;-i tahtaya kaldırmak Schüler an die Tafel rufen -
6 tahta
доска́ (ж)* * *1.1) доска́çam tahtası — сосно́вая доска́
döşeme tahtası — полови́ца
kalın tahta — то́лстая доска́
resim tahtası — чертёжная доска́
satranç tahtası — ша́хматная доска́
yazı / kara tahtası — кла́ссная доска́
2) гря́дка2.деревя́нныйtahta havale — деревя́нная ши́рма
tahta kaşık — деревя́нная ло́жка
tahta perde — а) деревя́нная перегоро́дка; б) деревя́нная загоро́дка
tahta peyke — деревя́нная ла́вка / скамья́
••- tahtaya kaldırmak -
7 perde
за́навес (м) занаве́ска (ж) што́ра (ж)* * *1) за́навес, занаве́скаperde çekmek — занаве́сить, заве́сить; опусти́ть за́навес
kapı perdesi — портье́ра
pencere perdei — гарди́на
tiyatro perdesi — театра́льный за́навес
2) перен. покро́в, пелена́bu sözü duyunca gözlerimdeki perde kalkıverdi — как то́лько я услы́шал э́ти слова́, вдруг с мои́х глаз сло́вно пелена́ упа́ла
3) перепо́нка анат. ; перегоро́дкаburun perdesi — носова́я перегоро́дка
tahta perdesi — загоро́дка
4) мед. катара́кта5) зоол. [пла́вательная] перепо́нка ( у водоплавающих птиц)6) воен. прикры́тие; заве́саperde hattı — ли́ния прикры́тия
ateş perdesi — огнева́я заве́са
7) (тж. beyaz perde) кино экра́н8) театр. акт, де́йствие ( пьесы)perde arası — антра́кт
9) тон; но́та муз.perdeyi şaşırmak — фальши́вить, детони́ровать
üst perdeden başlamak — говори́ть повы́шенным то́ном
yüksek perdeden konuşmak — разгова́ривать свысока́
10) муз. лад ( струнного инструмента)11) разг. чу́вство стыдли́вости••- perde arkasından
- perde inmek
- perde kurmak
- perdelerini açmak -
8 tahta
"1. board, plank; batten. 2. board, flat surface: ütü tahtası ironing board. satranç tahtası chessboard. ekmek tahtası breadboard (used when slicing bread). 3. blackboard. 4. sheet (of metal). 5. long, narrow bed (for plants). 6. (something) made of boards, planks, or battens. 7. wooden (implement): tahta kaşık wooden spoon. -dan wooden. - bezi (a) cloth (used for cleaning the floor), floorcloth. - biçmek to saw wood into boards, planks, or battens. -sı eksik colloq. (someone) who has a screw loose, who´s not all there, cracked, nutty, Brit. barmy. -ya kaldırmak /ı/ (for a teacher) to call (a student) to the blackboard. - perde board fence or partition; temporary fence or barrier wall of boards (built around or in front of a construction site), Brit. hoarding." -
9 screen
perde, kafes, paravana, bölme, tahta perde; elek, kalbur; beyazperde; sinema endüstrisi, sinema; (televizyon, vb.) ekran, elemek, sinamadan geçirmek; (from ile) korumak; saklamak, gizlemek, perdelemek; (film) göstermek, oynatmak, gösterime sokmak -
10 hoarding
n. stok yapma, istifleme, tahta perde, pano, ilan panosu* * *1. biriktirme (n.) 2. biriktir (v.) 3. biriktirerek (prep.) 4. tahta perde (n.) 5. istif et (v.) 6. istif ederek (prep.)* * *['ho:diŋ]1) (a temporary fence of boards, eg round a place where a building is being knocked down or built.) geçici tahta perde2) (a usually large wooden board on which advertisements, posters etc are stuck.) reklam panosu, ilân tahtası -
11 забор
-
12 загородка
-
13 ограда
-
14 перегородка
-
15 разгораживать
несов.; сов. - разгороди́тьразгороди́ть ко́мнату деревя́нной перегоро́дкой — odayı tahta perde ile ikiye ayırmak
крова́ти разгороди́ли ши́рмой — yataklar arasına paravana koydular
-
16 fence
n. çit, parmaklık, engel, eskrim, çalıntı mal satıcısı————————v. çit ile çevirmek, korumak, savunmak, çalıntı mal satmak, eskrim yapmak, kaçamak cevap vermek* * *1. doğru yanıt vermekten kaçın (v.) 2. çit (n.)* * *I 1. [fens] noun(a line of wooden or metal posts joined by wood, wire etc to stop people, animals etc moving on to or off a piece of land: The garden was surrounded by a wooden fence.) çit tahta, perde, parmaklık2. verb(to enclose (an area of land) with a fence eg to prevent people, animals etc from getting in: We fenced off the field.) (etrafını) çitle çevirmek- fencingII [fens] verb1) (to fight with (blunted) swords as a sport.) eskrim yapmak2) (to avoid answering questions: He fenced with me for half an hour before I got the truth.) kaçamak cevap vermek•- fencing -
17 φράχτη
çit, tahta perde, set -
18 ზღუგე
i.parmaklık, tahta perde -
19 მესერი
i.parmaklık, tahta perde, çit -
20 ღობე
i.çit, parmaklık, tahta perde
- 1
- 2
См. также в других словарях:
tahta perde — is. İki yeri birbirinden ayıran tahta duvar Tahta perde ile çevrilmiş küçük bir bahçeleri vardı. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
perde — is., Far. perde 1) Görüşü, ışığı engellemek, bir şeyi gizlemek için pencereye veya bir açıklığın önüne gerilen örtü Perdeleri nasıl kendi eliyle pencerelere taktığını ... düşündü. Y. K. Karaosmanoğlu 2) Üzerine bir cismin görüntüsü yansıtılan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
tahta — is., Far. taḫte 1) Düz, enlice, uzun ve az kalın biçilmiş ağaç Çam tahtası. Gürgen tahtası. 2) sf. Bu ağaçtan yapılmış Bilet toplanan tahta parmaklıktan geçtik. Ö. Seyfettin 3) Bu malzemeden oluşmuş yüzey, döşeme Yeni silinmiş tahtalar birkaç… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bölme — is. 1) Bölmek işi, ayırma, parçalama, taksim 2) Salon, oda, sofa vb. büyük bir yerden ayrılmış daha küçük yer Gözlerimi tabağıma eğmiş bir vaziyetteyim ama telefon bölmesini âdeta bakmadan görüyorum. R. H. Karay 3) Büyük bir yeri, alanı küçük oda … Çağatay Osmanlı Sözlük
germe — is. 1) Germek işi 2) sp. Birbirine yaklaşık bükülü vücut bölümlerini, gerici kasların çalışmasıyla birbirinden iyice uzaklaştırma, bükme karşıtı 3) hlk. Bir yeri bölmek, sınırı belli etmek için yapılan tahta perde … Çağatay Osmanlı Sözlük
taraba — is., hlk. Tahta perde … Çağatay Osmanlı Sözlük
uçmak — 1. nsz, ar 1) Kuş, kanatlı böcek vb. hareketli kanatları yardımıyla havada düşmeden durmak, havada yol almak Biraz havalanıp bir başka kayaya kadar uçtu. S. F. Abasıyanık 2) Uçak vb. araçlar özel mekanizma ile yerden yükselmek, havada yol almak… … Çağatay Osmanlı Sözlük
HAİT — Bir yeri çevreleyen duvar. Tahta perde. Çit … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
hail — duvar, çit, parmaklık, tahta perde gibi taşınmazları birbirinden ayıran işaret ve engeller … Hukuk Sözlüğü
ayna — is., Far. āyīne 1) Işığı yansıtan, varlıkların görüntüsünü veren, cilalı ve sırlı cam, gözgü, mirat Ben onun aynada saçlarına değil, bana baktığını gene aynadan görüyordum. T. Buğra 2) Karagöz oyununda perde 3) Doğramacılık ve yapıcılıkta çerçeve … Çağatay Osmanlı Sözlük
halka — is., Ar. ḥalḳa 1) Çeşitli metallerden veya tahtadan yapılmış çember Belinde uzun gümüş halkalarla asılı gümüş anahtarları vardı. F. R. Atay 2) Çember biçiminde çeşitli nesnelerden yapılmış tutturma aracı Perde halkası. 3) Değerli metallerden… … Çağatay Osmanlı Sözlük